- İzmir Sosyal Bilimler Dergisi
- Cilt: 6 Sayı: 2
- Avrupa Konseyi’nin Soğuk Savaş Sonrası Genişleme Süreci
Avrupa Konseyi’nin Soğuk Savaş Sonrası Genişleme Süreci
Authors : Nihal Eminoglu
Pages : 116-125
Doi:10.47899/ijss.1548279
View : 18 | Download : 18
Publication Date : 2024-12-31
Article Type : Research Paper
Abstract :Avrupa Konseyi Mayıs 1949’da Strazburg’ta imzalanan Londra Antlaşması’yla kurulan ve bugün 46 üyesi bulunan bir uluslararası örgüttür. Konsey’in üç temel prensibi, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüdür. Kasım 1950’de Roma’da imzalanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de Konsey’in temel prensiplerinin en önemli dayanağını oluşturmaktadır. Avrupa Konseyi’nin temellerinin atıldığı dönem, iki dünya savaşından çıkan Avrupa ülkelerinin büyük tahribata uğradığı, önemli ölçüde can ve mal kayıplarının olduğu, savaşların ülke ekonomilerini de alt üst ettiği bir döneme denk gelmektedir. Böyle bir dönemde Avrupa halklarını barış ekseninde bir araya getirmek, ortak değerler inşa etmek ve ortak hedefler için birlikte hareket etmeyi sağlamak o günün koşullarında savaşların tekrarlanmaması için tek yol olarak görülmüş ve bunun da ancak Avrupa ülkeleri arasında ortak kurumlar, normlar ve sözleşmeler oluşturmaktan geçtiği düşünülmüştür. Avrupa Konseyi için önemli bir dönüm noktası ise, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin Konsey’e katılma süreci olmuştur. O dönemde Doğu Avrupa ülkeleri ile Batı ülkeleri arasında “Avrupa değerleri” açısından farklılıklar olduğu açıktır. Demokrasi ve insan hakları gibi o dönemde ve bugün halen “Avrupa değerlerinin” temelini oluşturan unsurların, Avrupa Konseyi’nin 1990’a kadar üyesi olan Batı Avrupa ülkelerinde bir karşılığı olduğu bilinirken, Soğuk Savaş döneminde komünist rejimin altında olan Doğu Bloku ülkeleri için bu kavramların ve değerlerin oldukça yeni olduğu hatta bilinmediği bir gerçektir. Bu nedenle, Avrupa Konseyi Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine doğru genişleme sürecinde hem üyelik kriterlerinde hem de aday ülkelerin Konsey’in standartlarını karşılayıp karşılamadığını izleyen ve denetleyen monitoring sisteminde değişikliğe gitmiştir. Konsey’in bu yeni dönem stratejisi, 1990’lara kadar “demokrasi kulübü” olarak adlandırılan Örgütün, Doğu Bloku ülkelerine açılım sürecinde bir “demokrasi okulu” haline geldiği yorumlarına da neden olmuştur. Bu makale, Avrupa Konseyi’nin Soğuk Savaş sonrası genişleme sürecinde hayata geçirdiği yeni üyelik kriterlerini ve denetim mekanizmalarındaki değişimleri ele almakta ve bu sürecin Doğu Bloku ülkeleri, Batı ülkeleri ve Avrupa Konseyi’nin temelini oluşturan demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi değerlere yansımasını incelemektedir.Keywords : Denetim, denetim sonrası, idam cezası yasağı, Bakanlar Komitesi, Parlamenterler Meclisi, Doğu Bloku Genişlemesi